Kurucumuz

1959’dan BUGÜNE  KUTLUTAŞ 

1950’ler Türkiye’sinde önemli atılımlar yaşanmaktadır.  Ülkede       liberal ekonomi uygulanmakta ve önemli  enfrastrüktürel       yatırımlar gerçekleştirilmektedir.  Cumhuriyet döneminde başlamış olan sanayileşme  bu yıllarda hızlanmış, ülkemiz önemli bir inşaat alanı  görünümü kazanmıştır.

KUTLUTAŞ İNŞAAT VE TİCARET SANAYİ LİMİTED  ŞİRKETİ işte böyle bir dönemde kurulur. Yıl 1959

KUTLUTAŞ ailesinin çekirdeği olan bu mütevazi inşaat-  taahhüt şirketi hızla gelişir. Birçok önemli tesisi yurda  kazandırarak, sanayileşme ve kalkınma sürecine önemli  katkılar sağlar.

Bir yandan inşaat-taahhüt işleri yoğun bir şekilde devam etmekte; kağıt fabrikaları, çimento fabrikaları, tekstil  fabrikaları, suni gübre, sülfürik asit fabrikaları ve enerji  santralleri gibi önemli tesisler birbiri arkasından hızla ve  başarıyla tamamlanarak teslim edilmektedir.

Yine bu dönemde KUTLUTAŞ tarafından, tek ihalede  en büyük keşif bedelli endüstriyel yapı inşaatları ve özel  ihtisas isteyen yetenek belgeli projeler taahhüt edilerek  ve bunlar mukavelelerinde yazılı müddetlerinden  önce bitirilerek Avrupa standartlarına göre bile rekor  sayılabilecek başarılar kaydedilmiştir.

ENTEGRASYON VE YURTDIŞINA AÇILIŞ

Artık yalnız inşaat işlerini değil makine ve çelik imalat,  montaj, elektrik ve enstrümantasyon işlerini de kapsayan  anahtar teslimi taahhüt ve uluslararası ihalelere iştirak  aşamasına ulaşılmıştır. Nitekim 1976’nın Ocak ayında ilk  yurtdışı ihale üstlenilir.

Irak-Duara’da 160 MW Termik Kuvvet Santralı anahtar  teslimi olarak gerçekleştirilir. Bunu diğer önemli yurtdışı projeleri izler ve on üç yılda yurtdışında bitirilip teslim  edilen proje tutarı 1 Milyar $’ı aşar.

Yine bu yıllarda, ülkemiz konut ihtiyacına katkıda  bulunmak ve süratli konut yapmak amacıyla Avcılar-  Haramidere’de betonarme prefabrike yapı elemanları  üretim tesisi yatırımı tamamlanarak işletmeye alınır. Endüstriyel konut teknolojisi, bina inşaat yapımını bir  vinçle günde tam 1 kat yapımına kadar hızlandırır.

Bir taraftan düşük maliyetli standart konut üretimi  gerçekleştirirken bir taraftan da talepteki gelişmeleri  dikkate alarak lüks konut yapımına yönelir. Artan  ihtiyaçlara paralel olarak bu tesise 1988-1989’da yeni bir  ünite eklenir. 2 ila 4 m çapında betonarme üretim hattı.

Bir taraftan yeni girişimler, yeni yatırımlar diğer taraftan  yurtiçinde ve yurtdışında dev projeler 80’li yıllara  damgasını vurur. Libya Ras-Lanuf’ta üstlenilen 349  Milyon Dolar tutarındaki komple yeni endüstriyel şehir  inşaatı, bu proje için kurulan Müşterek Teşebbüs Ortaklığı  tarafından 1985’de başarıyla tamamlanır.

Keza, 1982’de Türk firmalarının aldıkları en büyük yurtdışı  taahhüt olan toplam 383 Milyon U.S. $ bedelli Suudi  Arabistan Medine’deki 9 km²’lik bir alan üzerinde kurulan  ve 21. asrın gereksinmelerini karşılayabilecek tüm alt  yapısı ile birlikte yeni şehir ve yerleşim projesi kusursuz  bir biçimde gerçekleştirilerek 1988’de teslim edilir.

Yurtiçinde de gerek kendi başına, gerekse saygın yabancı  kuruluşlarla işbirliği içinde önemli projeler topluluğun iş  portföyüne eklenir. 1350 MW İstanbul Ambarlı Doğalgaz  Kombine Çevrim Güç Santrali, 145,6 km’lik İzmir Çevre  Yolu – Aydın Otoyolu inşaatı, Ankara Doğalgaz Dağıtım  Sistemi kurulması, Ankara-Çankaya Döner Kule, Kırıkkale  Orta Anadolu Rafinerisi Hidrokraker Ünitesi bu önemli  projelere birer örnektir.

24.10.1987’de mukavelesi imzalanan, 12.11.1987’de temeli  atılan 1350 MW’lık Ambarlı Doğalgaz Kombine Çevrim  Santralında İnşaat, Mekanik Montaj ve yerli imalat  taahhüt edilerek, 138,8 MW’lik ilk ünite yer tesliminden sonra 8. ayda ve 138,8 MW’lik ikinci ünite de 9. ayda  işletmeye alınarak, erişilmesi güç bir performans başarısı  daha elde edilir.

Sonuç, konvansiyonel teknikte 3 dünya rekorudur:

1) Dünyada tek mukavele ile gerçekleştirilen en büyük, 

2) Sahasında en randımanlı,

3) Dünyanın en süratli devreye giren santrali  gerçekleştirilmiştir.

İnşaat Mühendisleri Odası 19 Aralık 2004 yılında  yayınladığı “50. Yılda 50 Eser” adlı yayınında Kutlutaş  tarafından yapılan projelerden üç tanesini “anıtsal bir  mühendislik eseri” olarak değerlendirmiştir.

Bu projeler ;

1- Yapımına 1975 yılında başlayıp 1987 yılında hizmete  açılan 4x340 MW gücündeki Afşin-Elbistan Santralı

2- III. Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde İzmir- Aliağa’da yapılan ve 1985 yılında işletmeye alınan Petkim  Petrokimya Tesisleri

3- İzmir Çevre Yolu-Aydın Otoyolu projesi kapsamında  1999 yılında trafiğe açılan, İzmir-Aydın yönünde 3 trafik  şeritli 3043m. ve Aydın-İzmir yönünde 3 trafik şeritli  3018m. birer tüpten oluşan 75. Yüzyıl Selatin Tüneli 

Kutlutaş, 1987 deki Türkiye’nin Otoyol hamlesindeki  yapıtlarından olan İzmir Çevre Yolu – Aydın Otoyolu  İnşaatı işini üstlenmiş, 53 km’si İzmir Çevreyolu 96 km’si  İzmir - Aydın Otoyolu olmak üzere 149 kilometre otoyolu,  kavşak kolları + bağlantı yolları ve yan yollar ile 333 km’ye  ulaşan Otoyolu, 22 etapta parça parça bitirilerek trafiğe  açılmıştır.

Proje kapsamında toplam 2 x 5218 m uzunluğunda 3  tünel, 39 adet köprülü kavşak, 6186 muzunluğunda  9 adet viyadük, 95 adet kirişli köprü ve 346 adet kutu kesitli altgeçit ve menfez bulunmaktadır.

Ayrıca, 3 adet bakım ve işletme merkezi, 2 adet servis  alanı, 7 adet park alanı, 6 adet ücret toplama merkezi  bulunmaktadır.

İşin toplam değeri 1.873.118.931 ABD Dolarıdır.

Bu proje kapsamında;

75 Milyon m³ Her Türlü Kazı,

64 Milyon m³ Dolgu,

11.3 Milyon ton Alttemel - Temel,

3.9 Milyon ton Asfalt,

2 Milyon m³ Betonarme Betonu,

230 Bin ton B.A. Demiri,

632.Bin m³ Tünel ve Demirsiz Beton,

143 Bin m Kum + Taş Kazık,

348 Bin m Fore Kazık,

67 Bin m Kaya Ankrajları,

1.9 Milyon adet Bitki Dikimi,

783 Bin m Otokorkuluk,

645 Bin m² Telçit,

10.3 Bin m² Trafik Levhası,

285 Bin m² Trafik Yol Çizgisi imalatları yapılmıştır.

2019 YILININ BAŞINDA KUTLUTAŞ

Bugün KUTLUTAŞ güçlü altyapısı Türk insanın akıl gücünü  ve teknolojik becerisini üç kıtada kanıtlayan 100’ün  üzerindeki yapıtları ve ünü sınırları aşan sınai ürünleri  ile Türkiye’nin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma aşma  çalışmalarında önder kuruluşlardan biri olmanın haklı  gururunu yaşamaktadır.

Modern yönetim bilimine olan sarsılmaz inancı, karar  verme ve uygulamada sürati amaçlayan iş ahlakı, tutarlı  ve güçlü felsefi zemini ile geçmişte olduğu gibi gelecekte de Türkiye’nin Rönesans’ındaki rolünü oynamaya devam  edecektir.